TİCARİ HAYAT GAZETESİ
"ARABULUCULUK DAHA YAYGIN HALE GELECEK"

Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm Merkezi Ortağı, Avukat ve Arabulucu A. Eda Günday, hukuk uyuşmazlıklarında dostane bir çözüm yolu olan arabuluculuk yönteminin salgın süreci ve sonrasında dünyada ve Türkiye’de daha yaygın bir şekilde kullanılacağını dile getirdi.

ESRA SARI 

Tüm dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının ülkemizde de görülmesi nedeniyle ‘koronavirüs tedbirleri’ kapsamında yargı alanında hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için yargılamalarla ilgili süreler ertelenmiştir. Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararına göre dava açma, icra takibi başlatma, itiraz, şikâyet, başvuru, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler, zorunlu idari başvuru süreleri ve alternatif çözüm yöntemlerine ilişkin tüm süreler durdurulmuştur. Önümüzdeki yıllarda arabuluculuğun daha yaygın bir şekilde kullanılabileceğini söyleyen Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm Merkezi Ortağı  Avukat ve Arabulucu A. Eda Günday, hem arabuluculuk yöntemine ilişkin bilgi verdi hem de arabuluculuk hakkında en çok merak edilen soruları Ticari Hayat Gazetesi okurları için yanıtladı. 

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği özel hukuk uyuşmazlıkları için arabuluculuğa gidilebilir 

Öncelikle dilerseniz biraz arabuluculuğun ne olduğundan bahsedelim... Ne zaman, hangi durumlarda arabulucuya gidilebilir?

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ikinci maddesine göre arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, “tarafların çözüm üretememesi durumunda çözüm önerisi de getirebilen” uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen çözüm yöntemidir.

Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere bu faaliyeti yürüten ve Adalet Bakanlığı’nca düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiye arabulucu denir. Arabuluculuk, içinde yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Ancak aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri her özel hukuk uyuşmazlığı için arabulucuya gidilebilir.

Peki, yaşadığımız pandemi sürecinde arabuluculuk görüşmeleri nasıl yapıldı?

Arabuluculuk toplantıları tarafların arzularına göre ya ertelendi yada telekonferans ve video konferans yöntemi ile yapıldı. Yani mahkemelerde hiçbir işlem yapılamazken arabuluculukta taraf iradesi hâkimiyeti olduğu için taraflar hukuki uyuşmazlıklarını çözme imkânına sahip oldu.

İçinde yaşadığımız bu küresel salgının daha da uzun süreceği belli olmuştur. Artık dünyayı yeni bir dönem yani her iş kolunda dijitalleşme çağına geçiş süreci beklemektedir. Tüm iş kollarında olduğu gibi yargı alanında da bu yönde çalışmalara başlanmıştır. Arabuluculuk sisteminin yaygınlaşmasında çok büyük emeği olan eski Arabuluculuk Daire Başkanımız, şu anki Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürümüz Sayın Hakan Öztatar zoom programı üzerinden, 14 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı toplantıda; Arabuluculuk başvurularının Adliye Arabuluculuk Bürolarına gitmeden, Uyap sistemi üzerinden online olarak yapılabilmesi için Adalet Bakanlığın çalışmakta olduğunu, duyurmuştur. Ayrıca arabuluculuk merkezlerine tarafların toplantıların dijital ortamda yapılmasını talep ettikleri takdirde pandemi sonrasında da telekonferans veya video konferans yöntemi ile arabuluculuk toplantılarını sürdürebileceğimizi ve bu konuda eksiklerimiz var ise gerekli dijital ortamı sağlamamamız konusunda tavsiyelerde bulunmuştur. Keza daha önce şu anki Arabuluculuk Daire Başkanımız Sayın Umut İlhan Durmuşoğlu da aynı önerileri dile getirmiştir.

Bizler de Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm Merkezi olarak bu yeni dönem için eksikliklerimizi tamamlayarak var olan dijital alt yapımızı daha da verimli hale getirdik. Pandemi sürecinde arabuluculuk toplantılarımızı genellikle online olarak, telekonferans ve video konferans yöntemi ile yaptık.

Önümüzdeki günlerde arabuluculuk daha yaygın hale gelebilir 

Koronavirüs salgınının arabuluculuğu yaygınlaştırma ihtimali var mı? 

Tüm dünyanın içinde yaşadığı global süreçte ve özellikle pandemi süreci ile ivme kazanan dijitalleşme çağında, hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk yönteminin daha yaygın bir şekilde kullanılacağı aşikardır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını, sağlığımızın yanı sıra ekonomik ve sosyal hayatta da derin etkiler ve zararlar yaratmış ve yaratmaya devam etmektedir.

Salgın sebebiyle alınan tedbirler piyasalarda domino etkisi yaratarak tedarik süreçlerinde, arz talep dengesinde, sözleşme yükümlülüklerin yerine getirilmesinde sıkıntılar ve uyuşmazlıklar yaratmaktadır. 15 Haziran 2020 ye kadar acil işler haricinde mahkeme ve icra takiplerine ilişkin tüm başvuru ve duruşmaların durması zaten yoğun iş yükü altında olan adli yargılama sürecinin bekleyen bu işlerin eklenmesi ile daha da uzayacağı kesindir.

Salgın süreci öncesinde bile Temmuz hatta Ekim aylarına verilen duruşma günlerini düşünürsek normalleşme sürecine girince; bekleyen işler ve başvurularda yeni duruşma günlerinin 2021 yılı Mart veya Nisan aylarına verilmesi kaçınılmazdır. Üstelik pandemi sürecinin belirsizliği ya da salgının ikinci dalgası olma ihtimali düşünüldüğünde yargısal sonuçlara ulaşılması çok daha uzun bir zamana sarkacaktır.

Koronavirüs salgınının ekonomik etkileri oldukça yıkıcı oldu 

Koronavirüs salgınının ekonomik etkileri tüm dünyada oldukça yıkıcı olmuştur ve olmaya da devam edeceği öngörülmektedir. Ekonominin her kesimi işverenler, çalışanlar bir belirsizliğin içine düşmüştür. Hukuki bu süreçte yaşanan uyuşmazlıkların kısa sürede arabuluculukla çözümü, gecikmeden kaynaklanacak faiz, hak kaybı, zaman aşımı, tazminat gibi riskleri en aza indirerek taraflara kolaylık sağlayacaktır.

Bu aşamada hem şirketler hem de şahıslar; alım satım, iş hukuku, kira, hizmet, tazminat gibi üzerlerinde tasarruf yapabilecekleri özel hukuka ilişkin her konuda yaşadıkları uyuşmazlığı çözebilmek ve mağduriyetlerine son verebilmek için arabuluculuk yöntemine başvurabilirler. Ayrıca açılmış olan ve devam eden davalarda da arabuluculuğa tarafların anlaşarak başvurması mümkündür.

Az öncede bahsettiğim gibi tarafların hukuki sorunlarını arabuluculuk yöntemi ile dijital ortamda online görüşmelerle çözebilmeleri de mümkündür.

Yaşanan belirsizlik döneminde üçüncü bir kişinin vereceği ve öngörülmeyen bir karara uzun bir yargılama sürecinden sonra sahip olmaktansa; tarafların arabuluculuk yöntemiyle menfaatleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kendilerinin almış olduğu mahkeme ilamı niteliğindeki kararın her iki tarafın da lehine olduğu tartışılamaz. Çünkü hızlı bir şekilde mevcut durumu saptamak ve geleceği planlamak ticaret hayatının yapısına daha uygundur.

Pandemi sonrasında arabuluculuk yöntemi daha fazla kullanılabilir

Arabuluculuk sistemi ülkemizde başarıyla uygulanmaktadır. Şöyle ki; Adalet Bakanlığının açıklamış olduğu resmi istatistiki bilgilere göre İş Hukuku uyuşmazlıklarında Türkiye genelinde anlaşma oranı yüzde 65’tir, Ticaret Hukuku uyuşmazlıklarında ise bu oran yüzde 57’dir. Ancak dünyada ve Türkiye’de pandemi süresince ve sonrasında sağlayacağı avantajlar dolayısıyla hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk yönteminin daha da fazla kullanılacağını söyleyebiliriz.

Özgür insan karar verme gücünü elinde tutan insandır

Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Merkezi’nin sloganı olan “ÖZGÜR İNSAN KARAR VERME GÜCÜNÜ ELİNDE TUTAN İNSANDIR” diyerek uyuşmazlık yaşayan herkesin arabuluculuk yöntemini mutlaka denemelerini öneririm.

Peki, Eda Hanım en çok merak edilen sorulardan birisi de arabuluculuğun dava şartı olduğu davalardır. Değerli okurlarımıza dava şartı hakkında bilgi verebilir misiniz? 

01.01.2018 tarihinde İş Hukukunda, 01.01.2019 tarihinde de konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içeren ticari davalarda, dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiştir. Tüketici Hukuku alanında Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanı dışında kalan konularda dava şartı arabuluculuk yasa tasarısı hazırdır ve en kısa sürede TBMM’den geçmesi beklenmektedir. Ayrıca Adalet Bakanlığı Aile Hukuku’ndaki uyuşmazlıkların, boşanma ve velayet davaları dışında  dava şartı kapsamına alınması için kanun değişikliği çalışmalarını yürütmektedir.

İhtiyari olarak arabuluculukla çözülebilecek dava türleri:

Aile uyuşmazlıkları 

Boşanma ve çocukların velayeti dışında aile hukukunun diğer tüm konuları arabuluculuğa uygundur. Konuyu biraz açmak gerekirse; nişanın bozulması sonucu hediyelerin iadesi ve maddi tazminat istemleri, evlilik birliği içinde malların yönetimi ve mallar üzerinde tasarruf, boşanma halinde tazminat, nafaka ve mal paylaşımı. 

Adalet Bakanlığı aile hukukunun yukarıda saydığımız konularında dava şartı arabuluculuk kapsamına alınması için gerekli yasal düzenleme çalışmalarına başlamıştır. 

Ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıkları 

El birliği ile sahip olunan mallardaki ortaklığın giderilmesi özellikle taraf sayısının fazla olması ve iletişim kurulamaması veya eksikliği nedeniyle genellikle anlaşma sağlanamadığından bu tür uyuşmazlıklarda sıklıkla dava yoluna gidilmektedir. Bu davalarda ortaklığa konu olan mal icra yoluyla açık artırma ile satılarak satış bedeli ortaklar arasında paylaştırılmaktadır. Dava ve satış masrafları da satış bedelinin önemli bir kısmını kapsamaktadır. Özellikle miras ortaklığında maddi kayıplar kadar aile üyeleri arasında manevi kayıplar da yaşanmaktadır. Bu tür uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması aile ilişkilerinin devamı açısından da önemlidir.

Kira uyuşmazlıkları 

Kira bedeli tespiti, kira bedelinin ödenmemesi, tahliye toplumumuzda en sık karşılaşılan uyuşmazlıklardır. Bu tip uyuşmazlıklarda da arabulucuya gidilmesi dava açılmasına, icra takibi yapılmasına, eşya haczi ve kiracının cebri icra ile tahliyesine gerek kalmadan uyuşmazlığın çözülmesine fırsat tanıyabilir.

Tüketici uyuşmazlıkları 

Ayıplı mal ve hizmetten kaynaklanan uyuşmazlıklar ile eksik ifa ile satıcı ve tüketici arasındaki uyuşmazlıklar da arabuluculuğa uygundur. Konuyu biraz açmak gerekirse; kredi kartı, tüketici kredileri, bankacılık sözleşmeleri, devre tatil, paket tur, özel eğitim ve kurs, özel hastane işlemlerinden kaynaklı uyuşmazlıklar, taksitle satış, ulaşım, sigorta, kargo sözleşmeleri gibi pek çok tüketici uyuşmazlığı arabuluculuğa uygundur. Bu tip uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesi mal veya hizmet sağlayıcısının ticari itibarının da korunmasını sağlar. Tüketici Hukukunda Tüketici Hakem Heyetlerinin yetki alanı dışındaki konularda dava şartı arabuluculuk yasa tasarısı hazırdır en kısa sürede TBMM’den geçmesi beklenmektedir.

Diğer uyuşmazlıkları da şöyle sıralayabiliriz; alacak- borç ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, tazminat taleplerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, sağlık hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, fikri ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin uyuşmazlıklar ve marka hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar. 

Arabuluculuk ile adalete hızlı erişim sağlanır

Uyuşmazlığı arabuluculuk yöntemi ile çözmenin faydaları neler?

Adalete hızlı erişim sağlanır. Günümüzde bir davanın ilk derce mahkemesinde sonuçlanması ortalama 2 ile 4 yıl arasında sürmektedir. Bu sürece bir de istinaf ve temyiz süreleri eklendiğinde bir davanın sonuçlanması bazen 5-10 yıl zaman alabilmektedir. Oysa arabuluculukta tarafların birkaç saatte bile sonuca ulaşmaları mümkündür.

Arabuluculuk yöntemi ekonomiktir 

Ekonomiktir, dava harcı, mahkeme giderleri, vekâlet ücreti gibi masraflar yoktur. Dava şartı arabuluculuk kapsamındaki dosyalarda tarafların anlaşamaması durumunda iki saatlik ücret tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Tarafların anlaşması durumunda ücret arabuluculuk asgari ücret tarifesine göre taraflarca eşit olarak ödenir. Ayrıca arabuluculuk süreci anlaşma ile sonuçlanırsa varılan anlaşma metnindeki miktar maktu damga vergisine tabidir. Süreç kontrolü taraflardadır. Yargısal çözümde karar verme yetkisi üçüncü bir kişinin elinde iken, arabuluculukta tarafların iradesindendir. 

Arabuluculuk dostane çözüm yöntemi 

Taraflar mevcut hukuk düzenlemelerine ve usullerine bağlı kalmadan gayet rahat bir ortamda çaylarını, kahvelerini içerek uyuşmazlık konularını müzakere edip kendi menfaatleri ve ihtiyaçları doğrultusunda, sadece kendilerine özgü çözüm üretme şansına sahiptirler. Tarafların istemedikleri bir karar alınması mümkün değildir. 

Yargısal çözümde kimin “haklı” olduğuna bakılırken; arabuluculukta çözüme ulaşmada “taraf menfaatleri ve ihtiyaçları” esas alınır. Yargısal çözüm yolunda mahkemece verilen kararla bir taraf kaybeder, bir taraf kazanır. Bazen iki taraf da kaybeder, tarafların ilişkileri bozulur. Arabuluculukta ise her iki taraf da kazanır. Yani kazan-kazan kuralı geçerlidir. Bu açıdan düşünürsek arabuluculuğa dostane çözüm yöntemi de diyebiliriz. Biz arabulucular bir bakıma önemli ölçüde toplumsal barışa katkı sunuyoruz yani bir nevi barış elçileriyiz.

Arabuluculukta gizlilik ilkesi hakimdir

Gizlilik ilkesi hâkimdir. Mahkemelerde alenilik esas iken, arabuluculuk yönteminde gizlilik ilkesi hâkimdir. Süreçte anlaşmaya varılamazsa kullanılan belgeler ve yapılan açıklamalar başvurulacak yargısal süreçte delil olarak kullanılamaz. Gizlilik ihlalinin arabulucu ve taraflar açısından ciddi cezai yaptırımları vardır. Mahkemelerin kamuya açık olduğu düşünüldüğünde ‘Gizlilik İlkesi’ tarafların, kurumların, şirketlerin itibarının korunması, ticari sırların açığa çıkmaması açısından oldukça önemlidir. 

Arabuluculuk anlaşma belgesi mahkeme ilamı niteliğindedir 

Arabulucu, taraflar ve vekilleri tarafından imzalanan Arabuluculuk Anlaşma Belgesi mahkeme ilamı niteliğinde bir belgedir. Arabuluculuk, taraflar arasındaki ihtilafı nihai olarak çözüme kavuşturmaktadır ve hazırlanan anlaşma belgesi ihtiyaç olması halinde mahkeme ilamı gibi icraya konulabilir. Arabuluculukta anlaşmaya varılan hususlarla ilgili dava açılması mümkün değildir.

Uluslararası uyuşmazlıklarda uzun prosedürlerde de rahatlama sağlanacak 

Arabuluculuk ile ilgili uluslararası önemli bir adım olan Singapur Konvansiyonu’ndan da bahseder misiniz? 

Bu sözleşme ABD, Çin, Hindistan, İran, İsrail, Malezya, Gürcistan, Güney Kore gibi bölgelerinde ekonomik güç olan 46 ülke ve Türkiye tarafından imzalandı. Kısacası uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde arabulucuya başvurulması sonucunda düzenlenen arabuluculuk anlaşması, Singapur Sözleşmesini imzalayan ülkeler arasında mahkeme ilamı niteliğinde sayılacak. Dolayısıyla bu ülkelerde icra yolu ile tahsil imkânı olacaktır.

Örneğin Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket Çin’deki bir şirket ile uyuşmazlık yaşarsa tarafların ‘‘belirli bir paranın ödenmesi’’ hususunda imzalayacakları arabuluculuk anlaşması ile Çin’deki yargı sürecine dâhil olmadan alacağını tahsil etme imkânına sahip olabilecektir. Singapur Konvansiyonu ile bu sözleşmeyi imzalayan ülkeler arasında, yatırımcı ile devlet arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanan ve eleştirilere neden olan uzun prosedürlerde ve katı kurallarda rahatlama sağlanacaktır. 

Arabuluculuğa başvuru nasıl yapılır?

Arabuluculuk yöntemine başvurmak isteyen kişi ya da firmalar şahsen ya da vekilleri aracılığı ile adliyelerdeki arabuluculuk bürosuna başvurabilir. Bu takdirde sistem otomatik olarak bir arabulucuyu atayacaktır. Ayrıca Arabuluculuğa başvurmak isteyen taraf, özel bir arabuluculuk merkezine ya da bir arabulucuya başvuru yaparak, arabuluculuk sürecini başlatabilir. Örneğin Başkent Arabuluculuk Merkezi’ne arabuluculuk başvurusu yapmak isteyen taraf, web sitesi (www.baskentarabuluculuk.com) üzerinden online olarak başvuru yapabileceği gibi bizzat merkeze gelerek yada telefonla arayarak başvuruda bulunabilir. 

Başkent Arabuluculuk Merkezi’nde neler yapıyorsunuz? Ekibinizden, çalışma alanlarınızdan bahseder misiniz?

Başkent Arabuluculuk Merkezi 2016 yılının Şubat ayında kurulmuştur. Ankara’nın ilk kurulan ve Türkiye’nin ikinci kurulan arabuluculuk merkezidir.

Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm merkezi, arabuluculuğa elverişli olan bütün alanlarda arabuluculuk hizmeti vermektedir. Bu alanlardan birkaç örnek saymak gerekirse; işçi işveren uyuşmazlığı, ticari uyuşmazlıklar, kira uyuşmazlıkları, tüketici hukuku ile ilgili uyuşmazlıklar, taşınmaz hukuku ile ilgili uyuşmazlıklar, şirketler hukuku ile ilgili uyuşmazlıklar, 14 kişilik uzman ve tecrübeli arabulucu kadromuzla çalıştığımız alanların bazılarıdır. 

Başkent Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm merkezi, eğitim, yayıncılık, yazılım faaliyetleri de yapmaktadır. Değişik Üniversitelerle ortaklaşa, Arabuluculuk Temel Eğitimi ve Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi düzenlemektedir. Merkezimizin ortakları bugüne kadar değişik üniversiteler bünyesinde, uygulamacı eğitmen arabulucu olarak dersler verdiler. Bu Üniversiteler Hacettepe Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, TOBB Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’dir. Bunun dışında merkezimizde arabuluculuk ile ilgili atölye çalışmaları, arabuluculuk sınavına hazırlık çalışmaları yapıldı. Son arabuluculuk sınavı birincisinin arabuluculuk eğitimini merkezimizden almış bir meslektaşımız olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.