BİR HAYATIN SONA ERMESİ VE YARGILAMA SÜREÇLERİNİN MANEVİ YÜKÜ

20 Eylül 2024 Cuma

Taraf vekili gözüyle, arabuluculuk süreci … 

Müvekkillerin babası, 23.05.2023 Gaziantep’in bir ilçesinde yaya geçidinden geçerken; hızla geçen bir aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralanmıştır.  Kaza sebebiyle bilinci kapalı bir şekilde ambulans ile İlçe Devlet Hastanesinde yoğun bakıma alınmıştır. Daha sonra durumunun ağır ve acil olması sebebiyle Gaziantep’te özel bir hastaneye getirilmiştir.  

Meydana gelen kazada; araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’ nın 74/b maddesini ihlal ettiği, müteveffanın ise herhangi bir kusuru bulunmadığı tespit edilmiştir.  

Bunun üzerine, müteveffa yoğun bakımda iken; doktoru tarafından ne yazık ki bilinç kapalı bir şekilde yatalak kalma durumunun kuvvetle muhtemel olduğu ifade edildiği için; evdeki bakım ve tıbbi teçhizat ihtiyaçlarının temini için, kazaya sebebiyet veren aracın sigortasının bulunduğu Sigorta Şirketine, poliçe limitleri dahilinde maddi ve manevi tazminat ödemesi yapılmasını içeren talep dilekçesi gönderilmiştir. Eş zamanlı olarak, Sigorta Şirketi ve araç sürücüsüne karşı maddi tazminat talepli arabuluculuk başvurusunda da bulunulmuştur. 

Bu süreçte müteveffa için vasi atanması başvurusunda da bulunulmuş; ancak ne yazık ki bir süre sonra müvekkiller babalarını kaybetmiştir. Bunun üzerine, tarafımızca veraset belgesi alınarak; arabuluculuk sürecine müteveffanın mirasçıları da dahil edilmiştir. Zira, daha önce yapılmış olan bir arabuluculuk başvurusu olduğu için; mevzuata göre de bu duruma engel bir hüküm olmadığından, tüm mirasçıların bu sürece dahil edilmesi hem usul ekonomisine hem de sürecin daha hızlı yürümesine vesile olacaktı.  

Ayrıca, kazaya karışan araca ihtiyati haciz konulması yönünde dava açılmış ve söz konusu talebimiz kabul görmüştü. Bununla beraber, tarafımızca Aktüerya Bilirkişisinden de rapor alınmış ve bu sayede; sigorta şirketinin teklifinin, günümüz koşulları da gözetilerek makul olup olmadığı noktasında değerlendirme yapmak daha kolay olmuştur.  

Arabuluculuk süreci her ne kadar yoğun bir şekilde, yaklaşık 8 hafta sürmüş ise de gerek arabulucu meslektaşımızın çabası gerek bizim çabamız gerek sigorta şirketi vekili meslektaşımızın çabası, gerekse sürücü vekili meslektaşımızın olumlu yaklaşımları ile; yapılan yoğun görüşmelerden sonra, taraflar arasında anlaşma sağlanmıştır.  

Görüldüğü üzere; arabulucunun çabası kadar ve hatta kimi zaman daha fazlası taraf vekillerine de düşmektedir.  

Bu süreç içerisinde, tarafımızca müvekkillerle yapılan görüşmelerde; arabuluculuk sürecinin avantajlarına, sürecin nasıl işlediğine ve neden tercih edilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Esasen müvekkiller; babalarının bu şekilde kaza geçirmesi, yoğun bakımda durumunun her geçen gün daha da kötüye gitmesi, akabinde de vefat etmesi nedeniyle; psikolojik olarak ciddi bir yıkım yaşamışlardır. Müvekkillerin çoğu yurtdışından ve şehir dışından gelip gittikleri için bu onları daha da çaresiz kılmıştı. Bu nedenle, sürücünün mutlaka hapis cezası almasını istemişlerdi. Bu aşamada müvekkillere; arabuluculuğun kendilerine sağlayacağı faydalar, özellikle de psikolojik olarak sağlayacağı faydalar önemle izah edilmiştir. Bu kapsamda, yargılama sürecinin sonunda verilecek kararın, manevi olarak kendilerini tatmin etmesinin güçlüğü vurgulanmış ve benzer uyuşmazlıklara ilişkin yargı süreçleri hakkında bilgi verilmiştir. 

Ayrıca bu yaşanan olayda; sürücünün de çok üzgün olduğu, bu sürecin gönüllülüğe dayalı olduğu, istendiği zaman süreçten vazgeçilebileceği de ifade edilmiştir.  

Arabulucunun süreç boyunca yaptığı bilgilendirmeler dışında, tarafımızca da müvekkillere; arabuluculukta anlaşmanın faydaları, arabulucunun tarafsız ve bağımsız olduğu, kimseye bağlı olmayan üçüncü şahıs olarak tarafların anlaşmazlığına tarafsız bir bakış açısıyla yaklaştığı, arabuluculuk sürecinin gizlilik ilkesine dayandığı, görüşmelerin ve iletişimin gizli tutulduğu, anlaşmaya varma veya varamama konusunda özgür oldukları, arabulucunun tarafları anlaşmaya zorlayıcı bir karar verme yetkisi olmadığı, sadece süreci yönetmekle sorumlu olduğu,  ancak isterse çözüm önerisi de sunabileceği anlatılmıştır. Tarafların, en nihayetinde anlaşmayı onaylamak veya reddetmek konusunda serbest olduklarına vurgu yapılmıştır.  

Dolayısıyla, müvekkillerin risk analizi ve gerçeklik testi yapmalarına yardımcı olarak, kendi kararlarını alabilmeleri sağlanmıştır. Yaşanabilecek tüm hususlar, hukuki yollar, sonuçlar açıklayıcı bir şekilde anlatıldıktan sonra, özellikle sürücünün pişmanlığı konusunda kanaate varmalarıyla, anlaşmaya yanaşmışlardır. Akabinde sürücü ile vekili aracılığıyla manevi tazminat yönünden de haricen anlaşılmıştır.  

Bu şekilde gerek maddi gerekse manevi yönden taraflar anlaşmış ve bir düşmanlığın oluşmasına, tüm tarafların vekilleri ile arabulucunun çabası ile engel olunmuştur. Ayrıca açılması gereken birçok dava açılmadığı gibi, açılan davalardan da vazgeçilmiş ve bu şekilde Mahkemelerin de yükü hafifletilerek Yargıya ve Adalete yardımcı olunmuştur.